13/01/2023 01:33 | 0 Yorum
MÖ: Her şeyden önce Göbeklitepe’yi tek başına ele almanın doğru olmadığını, bunun yanıltıcı olacağını bilmemiz gerekir. Göbeklitepe, Güneydoğu Anadolu, Kuzey Suriye ve Kuzey Irak ile kısmen Batı İran’da gelişen bir kültüre ait bildiğimiz çok sayıdaki yerleşmeden biri, ancak en iyi korunmuş olanıdır. Bu kültürü ülkemiz sınırları içinde Çayönü, Hallan Çemi, Gusir Höyük, Boncuklutarla, Körtiktepe, Nevalı Çori, Urfa Balıklıgöl, Kuzey Suriye’de Tel Abr, Tel Karamel, Jerf el-Ahmar, Bukras, Kuzey Irak’ta Nemrik, Kermezdere gibi kazılar ile yüzün üzerindeki buluntu yerinden oldukça ayrıntılı olarak tanımaktayız. Bu görkemli ve çok önemli kültürün nasıl başlayıp geliştiği, toplumsal düzeni, inanç sistemi, bölge içindeki bilgi ve mal paylaşımı, nasıl sona erdiği de oldukça iyi bilinmektedir. Kuşkusuz kazılar ilerledikçe bu kültürle ilgili bilgilerimiz daha da ayrıntılanmaktadır. Bu kültüre ait yerleşim yerlerinden Çayönü ve Göbeklitepe dışında, birkaç istisna dışında hemen hemen tümü ya Fırat ile Dicle Nehirleri üzerindeki baraj göl alanları altında kalan ya da kalmak üzere olan buluntu yerleri ile çeşitli nedenlerle tahrip edilen yerlerdeki kurtarma kazıları ile ortaya çıkmıştır. Bu nedenle genellikle bilgimiz çok sınırlı alanlarda yapılan çalışmalara dayanmak durumunda kalmıştır. Örneğin en az Göbeklitepe kadar görkemli buluntuları veren Nevalı Çori bugün Atatürk Barajı’nın altındadır. Urfa Balıklıgöl ise hemen hemen tümü ile yol, otel ve derin temelli yapılar ile tahrip edilmiş durumdadır. Bu bakımdan Göbeklitepe kapsamlı olarak araştırma yapılacak bir yer olmanın yanı sıra geleceğe de yerinde korunarak sergilenebilen bu kültürün ender kazı erlerinden biri durumundadır. Bu geniş coğrafya içinde tanınan kültürü bu nedenle en iyi temsil eden yer, görsel çekiciliği ile de öne çıkan Göbeklitepe olmuştur. Bu nedenle de bu kültürü Göbeklitepe Kültürü olarak adlandırabiliriz. Bu bağlamda, burada anlatcaklarımız Göbeklitepe yerleşimi için özel değil, bu kültür bölgesindeki tüm yerleşmeler için de geçerlidir.
Uygarlık tarihinin en önemli kırılma noktalarından biri yerleşik yaşama ve besin üretimine geçiştir. Bu, dünyanın farklı yerlerinde, farklı tarihlerde, farklı şekillerde, bazen birbiri ile bağlantılı, bazen de bağımsız olarak gelişmiştir. Göbeklitepe kültürü de bu sürecin bir parçasıdır. Özellikle Güney Suriye, Ürdün, Lübnan, Filistin ve İsrail’i içine alan Levant Neolitik ile birlikte, onlar ile iletişim içinde gelişmiştir. Ancak Göbeklitepe kültürünü diğerlerinden farklı, daha ayrıcalıklı yapan çok özgün bir toplumsal yapıda olmasıdır. Göbeklitepe kültüründe yerleşik yaşam ve besin üretiminin ön aşamalarının yanı sıra, diğerlerinden farklı olarak katmanlı bir toplum dokusunun, bir ruhban sınıfının toplumu çok katı kalıplar içinde denetim altında tuttuğunu ve tapınak olarak da adlandırabileceğimiz yapılar gibi toplumun yönlendirilmiş işgücünün simgelerini görmekteyiz. Elit bir tutumu da yansıtan beğeni eşyalarının ön plana çıkması, egzotik hammaddelerin kullanımı, organize işgücü gibi birçok gösterge, Göbeklitepe kültürünü ayrıcalıklı bir duruma getirmiştir. Toplumun üstyapısını oluşturan grubun elitist seçiciliği yeni teknoloji ve arayışları da yönlendirmiş, diğer bölge ve kültürlerde görülmeyen teknoloji, buluntu, yenilikler ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda Göbeklitepe daha sonraları kent- devlet-imparatorluklar aşamalarından Endüstri Devrimine kadar gelen sürecin temellerinin atıldığı bir aşamayı temsil etmektedir. Buluntuların görsel güzelliğinin ve çekiciliğinin ötesindeki önemi, uygarlık tarihinin gelişim sürecine yaptığı katkıdan kaynaklanmaktadır.